Özel Hayatın Gi̇zli̇li̇ği̇ Hakkının - Evli̇li̇kle Tamamen Ortadan Kalkmayacağı - Evli̇ Olmanın Eşlere Hi̇çbi̇r Sınır Olmaksızın Bi̇rbi̇rleri̇ni̇ Sürekli̇ Gözetleme Ve Denetleme Hakkı Vermeyeceği̇
Buradasınız: Anasayfa / Blog
ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ HAKKININ - EVLİLİKLE TAMAMEN ORTADAN KALKMAYACAĞI - EVLİ OLMANIN EŞLERE HİÇBİR SINIR OLMAKSIZIN BİRBİRLERİNİ SÜREKLİ GÖZETLEME VE DENETLEME HAKKI VERMEYECEĞİ
MAĞDURUN GÜN İÇERİSİNDE, KİMİNLE, NİÇİN, NASIL, NEREDE VE NE ZAMAN GÖRÜŞTÜĞÜ GİBİ HUSUSLARI ORTAYA ÇIKARMAK - ONU SÜREKLİ DENETİMİ ALTINDA TUTMA AMACIYLA - ÖZEL YAŞAM ALANINDAKİ SESİ VE KONUŞMALARINI GİZLİCE KAYDETME
ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ HAKKININ - EVLİLİKLE TAMAMEN ORTADAN KALKMAYACAĞI - EVLİ OLMANIN EŞLERE HİÇBİR SINIR OLMAKSIZIN BİRBİRLERİNİ SÜREKLİ GÖZETLEME VE DENETLEME HAKKI VERMEYECEĞİ

T.C.
YARGITAY
ONİKİNCİ CEZA DAİRESİ

Esas : 2014/4964
Karar : 2014/19495
Tarih : 13.10.2014
MAĞDURUN GÜN İÇERİSİNDE, KİMİNLE, NİÇİN, NASIL, NEREDE VE NE ZAMAN GÖRÜŞTÜĞÜ GİBİ HUSUSLARI ORTAYA ÇIKARMAK - ONU SÜREKLİ DENETİMİ ALTINDA TUTMA AMACIYLA - ÖZEL YAŞAM ALANINDAKİ SESİ VE KONUŞMALARINI GİZLİCE KAYDETME
ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ HAKKININ - EVLİLİKLE TAMAMEN ORTADAN KALKMAYACAĞI - EVLİ OLMANIN EŞLERE HİÇBİR SINIR OLMAKSIZIN BİRBİRLERİNİ SÜREKLİ GÖZETLEME VE DENETLEME HAKKI VERMEYECEĞİ
KİŞİSEL VERİLERİN KAYDEDİLMESİ DEĞİL - ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL
5237 s. TCK134135
ÖZET
... kişiye bağlı ve onun kişisel gelişimiyle ilgili olan özel hayatın gizliliği hakkının, evlilikle tamamen ortadan kalkmayacağı ve evli olmanın eşlere hiçbir sınır olmaksızın birbirlerini sürekli gözetleme ve denetleme hakkı vermeyeceği nazara alındığında, katılanın gün içerisinde, kiminle, niçin, nasıl, nerede ve ne zaman görüştüğü gibi hususları ortaya çıkarma ve onu sürekli denetimi altında tutma amacını taşıyan sanığın, katılanın özel yaşam alanındaki sesi ve konuşmalarını gizlice kaydetmesi eyleminin TCK'nın 134/1-2. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle, sanığın kişisel verilerin kaydedilmesi suçundan mahkumiyetine karar verilmesi kanuna aykırıdır.
Tehdit suçundan; TCK'nın 106/1-1, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet

Kişisel verilerin kaydedilmesi suçundan; TCK'nın 135/2-1, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet

Hakaret suçundan sanığın beraatine ve tehdit suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından, kişisel verilerin kaydedilmesi suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı ve sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

A) Hakaret suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;

Sanığın, 03.06.2013 tarihli hükümle tesis edilen ve ancak gerekçesine yönelik olarak temyiz edilebilecek olan beraata ilişkin hükmü gerekçesine değinmeksizin temyiz ettiği ve beraat hükmünü temyiz etmesinde hukuki yararı da bulunmadığı anlaşıldığından, hakaret suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik sanığın temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak REDDİNE,

B) Tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın delillerin takdirinde hataya düşüldüğüne, suç vasfına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,

C) Kişisel verilerin kaydedilmesi suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısı ve sanığın diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,

TCK'nın 135. maddesinde düzenlenen “Kişisel verilerin kaydedilmesi” suçunun oluşabilmesi için, belirli veya belirlenebilir bir kişiye ait her türlü bilginin, hukuka aykırı olarak kaydedilmesi gerekmekte olup, suçun maddi konusunu oluşturan “kişisel veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı, herkes tarafından bilinmeyen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olmayan, kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerekir. Bir özel hayat görüntüsü ya da sesinin, “kişisel veri” olduğunda kuşku bulunmamakta ise de, kişinin özel hayatına ilişkin görüntüsü ya da sesinin, bilgisi dışında, resim çekme veya kaydetme özelliğine sahip aletle belli bir elektronik, dijital, manyetik yere sabitlenmesi TCK'nın 134/1. maddesinin 2. cümlesinde; rızası dışında ifşa edilmesi, yani; yayılması, açığa vurulması, afişe edilmesi, ilan edilmesi, kamuoyuna duyurulması, aleniyet kazandırılması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunulması TCK'nın 134/2. maddesinde özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında düzenlendiğinden, kişinin özel hayatına ilişkin görüntüsü, fotoğrafı ya da sesi, yasal anlamda, TCK'nın 135. maddesi kapsamında kişisel veri olarak değerlendirilemez.

Bu açıklamalar ışığında incelenen dosyada, sanığın, resmi nikahlı eşi olan katılanla aralarındaki geçimsizlikten dolayı uzun zamandır fiilen ayrı yaşadıkları dönemde, eşinin sadakatinden kuşkulanarak, ses alma fonksiyonunu açık halde bıraktığı cep telefonunu, katılanın oturduğu evin yatak odasına gizlice yerleştirdiği, daha sonra, cep telefonunu alıp, ses kaydını dinlediğinde, katılanın seslerinin, cinsel ilişki esnasında çıkarılan sesler olduğu düşüncesine kapılarak, katılana tehdit mesajları gönderdiği kabulüne konu olayda;

Olayın oluş şekli, ses kaydının çözümüne ilişkin 31.05.2013 tarihli bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, kişiye bağlı ve onun kişisel gelişimiyle ilgili olan özel hayatın gizliliği hakkının, evlilikle tamamen ortadan kalkmayacağı ve evli olmanın eşlere hiçbir sınır olmaksızın birbirlerini sürekli gözetleme ve denetleme hakkı vermeyeceği nazara alındığında, katılanın gün içerisinde, kiminle, niçin, nasıl, nerede ve ne zaman görüştüğü gibi hususları ortaya çıkarma ve onu sürekli denetimi altında tutma amacını taşıyan sanığın, katılanın özel yaşam alanındaki sesi ve konuşmalarını gizlice kaydetmesi eyleminin TCK'nın 134/1-2. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle, sanığın kişisel verilerin kaydedilmesi suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,

Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Hukuki Yardım ve Danışmanlık İçin Bize Ulaşabilirsiniz | 0544 324 16 34 |

WhatsApp İletişim

0544 324 16 34