Tapusuz Taşınmazın Satışı Resmi̇ Şekle Bağlı Olmadığından Adi̇ Yazılı Senetle Mümkündür.
Buradasınız: Anasayfa / Blog
TAPUSUZ TAŞINMAZIN SATIŞI RESMİ ŞEKLE BAĞLI OLMADIĞINDAN ADİ YAZILI SENETLE MÜMKÜNDÜR.
TAPUDA KAYITLI OLMAYAN MALLAR MENKUL MAN NİTELİĞİ OLUP, TAPUSUZ TAŞINMAZIN SATIŞI RESMİ ŞEKLE BAĞLI OLMADIĞINDAN ADİ YAZILI SENETLE MÜMKÜNDÜR.
TAPUSUZ TAŞINMAZIN SATIŞI RESMİ ŞEKLE BAĞLI OLMADIĞINDAN ADİ YAZILI SENETLE MÜMKÜNDÜR.
T.C.
YARGITAY
YEDİNCİ HUKUK DAİRESİ

 

Esas : 2024/2614
Karar : 2024/4919
Tarih : 06.11.2024
  • TAPUDA KAYITLI BULUNMAYAN TAŞINMAZLAR
  • ADİ YAZILI SENETLE SATIŞ
  • MENKUL MAL SATIŞI
ÖZET
Dava, satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik hukuksal nedeni ile muvazaalı işlem olduğu iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde satış bedeli ve cezai şartın tahsili talebine ilişkindir. Tapuda kayıtlı bulunmayan taşınmazlar TMK’nın 762 nci maddesi hükmüne göre menkul mal niteliğindedir. Aynı Kanun'un 763 üncü maddesi uyarınca bu gibi malların mülkiyetinin devri zilyetliğin karşı tarafa teslimi ile gerçekleşir. Tapusuz taşınmazın satışı resmi şekle bağlı olmadığından adi yazılı senetle satışı mümkündür.

 

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/346 E., 2023/872 K.

DAVACILAR : ... vd. vekilleri Avukat ... vd.

DAVALILAR : ... vd. vekili Avukat ...

DAVA TARİHİ : 21.04.2009

KARAR : Kısmen kabul, kısmen ret

Taraflar arasındaki satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik hukuksal nedeni ile muvazaalı işlem olduğu iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde satış bedeli ve cezai şartın tahsili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tapu iptali ve tescil talebi yönünden davanın kısmen kabulüne, ... yönünden husumet yokluğundan davanın reddine, ... yönünden açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin davalı ...’ten dava konusu 522 parsel sayılı taşınmazdan, 30.06.1983 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 4500 metrekaresini, yarı yarıya hisseli olacak şekilde dava dışı ... ile birlikte satın aldığını, satın aldıkları tarihten bu yana taşınmazda zilyetliklerinin bulunduğunu, davalı ...’in 17.08.2000 tarihinde kesinleşen Kadastro Mahkemesi kararı üzerine dava konusu taşınmazda ½ hisseye sahip olduğunu, bu hissesini ise muvazaalı olarak damadı olan diğer davalı ... ve üçüncü kişilere devrettiğini ileri sürerek; tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, olmadığı takdirde arazi bedelleri ile cezai şartın hesaplanarak davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ... vekili, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “sözleşmelerin adi yazılı belge olduğu, davaya konu taşınmazın ise sözleşme tarihi itibariyle tapuya kayıtlı olduğu, zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı, satış geçersiz olduğuna göre muvazaa iddiasında bulunmakta hukuki yararın olmadığı, bedel iadesine ilişkin davanın ise tefrik edildiği” gerekçesiyle davanın tapu iptali ve tescil ile imar ihya faaliyetleri ile tazmine yönelik kısımlarının reddine, bedel iadesine ilişkin davanın tefriki ile yeni esasa kaydına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

 

Yargıtay 8. Hukuk Dairesince; "...davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz taleplerinin reddine, davanın açılış tarihi olan 29.05.2001 tarihi itibariyle 17.08.2000 tarihinde hükmen ½ hisse ile tapu pay maliki olan ...’in, diğer davalı ...’e 05.09.2000 tarihinde 857/2180 hissesini, dava dışı ...’a ise yine aynı tarihte 233/2180 hissesini satmış olup dava konusu taşınmazda davalı ...’in dava tarihi itibariyle tapuda pay maliki olmadığı, davalı ... aleyhine açılan iptal ve tescil davasının husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddinin doğru olmadığı, ancak hükmün redde ilişkin olması nedeniyle sonucu itibariyle doğru olduğu; davacılar vekilinin ... aleyhine açtığı iptal ve tescil talebine gelince, dava konusu 522 parsel sayılı taşınmazın davacıların dayanak satın alma tarihlerinde taşınmazın tapu sicilinde kayıtlı bulunmadığı, Mahkemece keşif yapılarak öncelikle dayanak satış senetlerinin çekişme konusu 522 parsel kapsamında kalıp kalmadığının duraksamaya yer vermeksizin belirlenmesi, ondan sonra 3402 sayılı Kadastro Kanunu 14 ve TMK'nın 713/1 inci maddesi uyarınca davacılar lehine kazanmayı sağlayan zilyetlik koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi, zilyetlikle mülkiyeti kazanma koşullarının oluştuğunun anlaşılması halinde ise davalı ...’in 05.09.2000 tarihinde davalı ...’ten pay satın alması, adı geçen ...’in diğer davalı ...’in damadı olduğu gözetilerek TMK’nın 1023 üncü maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralından yararlanıp yararlanmadığının Yargıtay'ın uygulamaları da dikkate alınarak karar yerinde tartışılıp değerlendirilerek davacılar vekilinin tapu iptal ve tescil davası yönünden bir karar verilmesi gerekirken usul, yasa ve dosya içeriğine aykırı gerekçe ile karar verilmesinin doğru görülmediği, davalılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının ise bozmanın niteliğine göre şimdilik incelenmesine ise yer olmadığı..." gerekçeleriyle karar bozulmuştur.

Taraflarca karar düzeltme başvurusunda bulunulmuş, taleplerin reddine karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama soncunda yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; “davacı ... mirasçıları davayı takip etmediğinden dosyanın ayrı bir esasa kaydolarak işlemden kaldırıldığı, dosyaya davacı ... yönünden devam edildiği, 1983 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalı ... tarafından 522 parselin davacıya ve dava dışı ...'ya, sözleşmede B harfi ile gösterilen 4.500 metrekarelik yerin satışının yapıldığı, sözleşme yönünden keşif yapıldığı, keşifte dinlenen tanık beyanları ile dava konusu taşınmazı 1983 yılından itibaren davacının kullandığı, zilyetlik koşullarının oluştuğu, davalı ...'in diğer davalı ...'in damadı olması nedeniyle yapılan devirle ilgili iyiniyetli sayılamayacağı, davacının 2.250 metrekare taşınmaz yönünden hak sahibi olduğu, ancak davalı ... üzerinde kalan taşınmaz payının 1.973,41 metrekare olduğu, ...'e devredilen taşınmazın kalan kısımlarının dava dışı üçüncü kişiye devredildiği, tapu iptali ve tescil talebi yönünden ...'in hissesinin iptali ile taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verildiği, sözleşmeye konu alanın 2.250 metrekare olduğu ve davacının talep edilen kısımla ilgili tapu iptal tescil talebinin mümkün olmaması halinde tazminat talebinde bulunduğu, 276,59 metrekare yönünden tapu iptali ve tescil hükmü kurulması mümkün olmadığından ve davacı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin geçerli olduğu, davalı ... ve danışıklı olarak taşınmazı devralan davalının damadı ...'in tapu iptal ve tescil hükmü kurulmayan yer yönünden taşınmazın rayiç değerinden sorumlu olduğu, hüküm kurulamayan 276,59 metrekare yönünden davalıların 26.217,97 TL tazminattan sorumlu olduğu” gerekçesiyle davacının tapu iptali ve tescil talebi yönünden davanın kısmen kabulü ile ... yönünden açılan davanın husumet yokluğundan reddine, ... yönünden açılan davanın kabulü ile 274 ada 5 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline; tapu iptali ve tescil davası ile hüküm altına alınamayan bakiye taşınmaz yönünden terditli talep olan alacak davasının kabulü ile 26.217,94 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

 

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın hatalı olduğunu, davalı ... yönünden tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, yine her iki davalı yönünden de alacak talebi yönünden de ret kararı verilmesi gerektiğini, zilyetlikle edinim koşullarının oluşmadığını, taşınmazın kendisince kullanıldığını, birden fazla kere ıslah yapıldığını, hak düşürücü süre ve zamanaşımının dikkate alınmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik hukuksal nedeni ile muvazaalı işlem olduğu iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde satış bedeli ve cezai şartın tahsili talebine ilişkindir.

İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 762 nci maddesi; “Taşınır mülkiyetinin konusu, nitelikleri itibarıyla taşınabilen maddi şeyler ile edinmeye elverişli olan ve taşınmaz mülkiyetinin kapsamına girmeyen doğal güçlerdir.”, yine 763 üncü maddesi ise; “Taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir. Bir taşınırın zilyetliğini iyi niyetle ve malik olmak üzere devralan kimse, devredenin mülkiyeti devir yetkisi olmasa bile, zilyetlik hükümlerine göre kazanmanın korunduğu hallerde o şeyin maliki olur.” hükümlerini ihtiva etmektedir.

Tapuda kayıtlı bulunmayan taşınmazlar TMK’nın 762 nci maddesi hükmüne göre menkul mal niteliğindedir. Aynı Kanun'un 763 üncü maddesi uyarınca bu gibi malların mülkiyetinin devri zilyetliğin karşı tarafa teslimi ile gerçekleşir. Tapusuz taşınmazın satışı resmi şekle bağlı olmadığından adi yazılı senetle satışı mümkündür.

Değerlendirme

Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasının atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı HUMK’nın 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birisinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalılar vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

Hukuki Yardım ve Danışmanlık İçin Bize Ulaşabilirsiniz | 0544 324 16 34 |

WhatsApp İletişim

0544 324 16 34