T.C.
YARGITAY
İKİNCİ HUKUK DAİRESİ
Esas : 2024/5330
Karar : 2024/6309
Tarih : 24.09.2024
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/544 E., 2024/724 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; erkek ile ruhen ve fikren anlaşamadıklarını, birliğin temelinden sarsıldığını, iki tarafın da boşanma hususunda mutabık kaldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı-karşı davalı kadın vekili 05.10.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; erkeğin sadakatsiz olduğunu, yakalanması üzerine aldattığı kadınla müvekkiline şiddet uyguladığını, sonrasında evliliğin devam ettiğini, erkeğin birlik görevlerini ihmal ettiğini, müvekkiline ve çocuklara eziyet ettiğini, küfür ve hakaret ettiğini, evden kovduğunu, umreye götürmediğini, müvekkilinin ailesinin ortak haneye gelmesine izin vermediğini, fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin boşanma davasını kabul etmediğini aralarında anlaşma bulunmadığını, kadının müvekkilini ezdiğini, çocukları müvekkiline karşı doldurduğunu, müvekkilinin ailesine kötü davrandığını, kadın ve evlatları tarafından ortak haneden kovulduğunu, parasız kaldığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin iddialarının ispatlanamadığı, kadının iddialarından, eşinin kendisini umreye götürmek istemediği ve kardeşlerinin ortak eve gelmesine mani olduğu iddialarının ispatlandığı ve bu eylemlerin erkek için kusur olarak değerlendirildiği, kadının boşanma davasının kabulü ile kusursuz olan davacı-karşı davalıya karşı açılmış boşanma davasının reddine karar verildiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları doğrultusunda kadın için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tedbir, sonrasında yoksulluk nafakasına hükmedildiği gerekçesi ile erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası ile aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı;
Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe yüklenen kusurların gerçekleştiği, erkeğin de bildirdiği delillerle kadının kusurunu ispat edemediği, gerçekleşen olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğu, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına dair verilen kararının isabetli olduğu, tedbir nafakasının niteliği nazara alındığında kadın lehine tedbir nafakası takdirinin doğru, miktarınında makul olduğu, yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakası takdirinin yerinde ancak miktarının düşük olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarına göre yoksulluk nafakası takdir edildiği, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine maddî ve manevî tazminat takdirinin doğru fakat tarafların evlilikte geçen süreleri, tespit edilen kusurları ile ekonomik sosyal durumlarına göre tazminat miktarlarının düşük olduğu gerekçesi ile davalı karşı davacı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, davacı-karşı davalı kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, davacı-karşı davalı kadın vekilinin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı erkek vekili hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
Dairemiz 14.12.2023 tarihli ilamı ile davalı-karşı davacı erkeğe Mahkemece yüklenen ''kardeşlerinin ortak eve gelmesine mani olduğu'' vakıasına esas tanık beyanlarının zamanı belli olmayan, soyut ve genel nitelikte, sebep ve saiki açıklanmayan izahlardan ibaret olduğunu, bu nedenle bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğini, Mahkemece kabul edilen ve ispatlanan diğer kusurlu davranışın ise davacı-karşı davalı kadının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemeyeceğini, manevî tazminata hükmedilmesini gerektirecek başka bir olayın varlığının da kanıtlanmadığını belirterek davacı-karşı davalı kadının manevî tazminat talebinin reddi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca onanmasına kara verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla; erkeğe yüklenen ''kardeşlerinin ortak eve gelmesine mani olduğu'' vakıasına esas tanık beyanlarının zamanı belli olmayan, soyut ve genel nitelikte, sebep ve saiki açıklanmayan izahlardan ibaret olduğu, bu kusurun erkekten çıkarılmasının gerektiği, erkeğin kabul edilen ve ispatlanan diğer kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı, kadın lehine manevî tazminata hükmedilmesini gerektirecek başka bir olayın varlığının da kanıtlanmadığı gerekçesiyle kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek davanın kabulü nedeniyle istinaf duruşma vekâlet ücretine hükmedilmesi ve davacı-karşı davalı kadın lehine hükmedilen karşı dava vekâlet ücretinin kaldırılarak, davalı erkek lehine karşı dava vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilerek vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık erkek lehine vekâlet ücreti verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
Değerlendirme
Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı-karşı davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
0544 324 16 34