Müşterek Çocuk Gi̇derlere Katılmama, Okul Taksi̇di̇ni̇ Ödememe Kusurdur.
Buradasınız: Anasayfa / Blog
Müşterek çocuk giderlere katılmama, okul taksidini ödememe kusurdur.
Ortak çocuğun okul taksidini ödememe ,giderlere katılmama boşanma sebebidir.
Müşterek çocuk giderlere katılmama, okul taksidini ödememe kusurdur.

T.C.
YARGITAY
İKİNCİ HUKUK DAİRESİ

Esas : 2024/5114
Karar : 2024/6444
Tarih : 26.09.2024


MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/204 E., 2023/739 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacının kazancını aldığını ve ailesinin ihtiyaçlarını karşıladığını, doğum parasına el koyduğunu, davalının kardeşi için müvekkilinin ziynet eşyalarını harcadığını, ancak geri ödenmediğini, davalının evin faturaları dışında başka ihtiyacı karşılamadığını, hakaretler ettiğini, tarafların 2018 Ekim ayından itibaren fiilen ayrı yaşadıklarını belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, velâyetin anneye tevdiini, her bir çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, ziynetlerin aynen iadesini mümkün değilse bedelinin faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının belli bir ekonomik seviyeye geldikten sonra müvekkili beğenmediğini, davacının Diyarbakır iline atandığını, davacının ortak çocukları ve evdeki eşyaları alıp Diyarbakır iline yerleştiğini ve boşanma davası açtığını.belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 29.10.2021 tarihli, 2020/202 Esas, 2021/1202 Karar sayılı kararıyla; tarafların fiilen ayrı yaşamalarının davalıdan kaynaklanmadığı, davacının Diyarbakır'da çalışmak istemesinden kaynaklandığı, davalının bu süreçte davacıya ve çocuklarına destek olmadığı ve ilgilenmediği yönündeki iddiaların davacı tarafça ispatlanamadığı, davacı tanık beyanlarının da görgüye dayalı olmadığı gibi dava dilekçesinde davalıya atfedilen kusurlu eylemleri ispata elverişli ve yeterli olmadığı gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine, ziynetlerin tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili, boşanma davasının reddi ve fer'î talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 12.05.2022 tarihli, 2021/1287 Esas, 2022/503 Karar sayılı kararıyla; davalı erkeğin az da olsa kusurlu bir davranışı ispatlanmadığından davanın reddinde bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle davacı kadının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın davanın reddi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

Dairenin 14.11.2022 tarihli, 2022/8522 E., 2022/10446 K. sayılı kararı ile; davalı erkeğin evlilik birlikteliğinin yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmediği, ortak giderleri ve ortak çocuğun okul taksitlerini ödemediği, tarafların yaklaşık 2,5 yıl ayrı yaşadığı, davalının evlilik birlikteliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, davacı kadının dava açmakta haklı olduğu, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçeyle davanın reddinin yerinde olmadığı ve taraflar hakkında sosyal ve ekonomik durum araştırması yapılmadığı, tarafların çalışma durumu araştırılarak, çocuk lehine tedbir nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek gerçekleşecek sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin evlilik birlikteliğinin yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmediği, ortak giderleri ve ortak çocuğun okul taksitlerini ödemediği, davacının ise eşine karşı sevgisinin bittiğini söylediği, atandıktan sonra eşinden boşanacağını söylediği, uzak şehir tercih edeceğini söylediği, bu durumda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, velayetin anneye tevdiine, ortak çocuk Havvanur için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, Mehmet Samet reşit olduğundan ergin olduğu tarihine kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, eşit kusur sebebiyle davacının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu, kadının kusurlu olduğunu ve kusurlu eşin dava açamayacağını ileri sürerek; davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma ilamının gereğinin yerine getirilip getirilmediği, kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulünün yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 maddesi.

Değerlendirme

Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

Hukuki Yardım ve Danışmanlık İçin Bize Ulaşabilirsiniz | 0544 324 16 34 |

WhatsApp İletişim

0544 324 16 34